<body><script type="text/javascript"> function setAttributeOnload(object, attribute, val) { if(window.addEventListener) { window.addEventListener('load', function(){ object[attribute] = val; }, false); } else { window.attachEvent('onload', function(){ object[attribute] = val; }); } } </script> <div id="navbar-iframe-container"></div> <script type="text/javascript" src="https://apis.google.com/js/platform.js"></script> <script type="text/javascript"> gapi.load("gapi.iframes:gapi.iframes.style.bubble", function() { if (gapi.iframes && gapi.iframes.getContext) { gapi.iframes.getContext().openChild({ url: 'https://www.blogger.com/navbar.g?targetBlogID\x3d14095301\x26blogName\x3dokunmas%C4%B1+zor+yaz%C4%B1lar...\x26publishMode\x3dPUBLISH_MODE_BLOGSPOT\x26navbarType\x3dSILVER\x26layoutType\x3dCLASSIC\x26searchRoot\x3dhttps://yokdahaneler.blogspot.com/search\x26blogLocale\x3dtr_TR\x26v\x3d2\x26homepageUrl\x3dhttp://yokdahaneler.blogspot.com/\x26vt\x3d571396105580929253', where: document.getElementById("navbar-iframe-container"), id: "navbar-iframe" }); } }); </script>

okunması zor yazılar...


[Kapalıyız...]
(31 Ağustos 2005)

Bir müddet buralarda yokum. Ne zaman döneceğim ise hiç belli değil.

Hakkımdaki iyi görüşlerinizi buradan, duymak istemeyeceğim şeyleri ise no-reply@gmail.com adresinden bana ulaştırabilirsiniz.

Tekrar, görüşmek üzere...
Hepinize çok teşekkür ederim.

3 yorum



[(@)]
(25 Ağustos 2005)

Muhlise


Bir şemsiye tamircisi, yazmış olduğu şiirleri incelemesi için Shakespeare'e gönderir.

Shakespeare'in cevabı;
- Dostum siz şemsiye yapın, hep şemsiye yapın, sadece şemsiye yapın...

S S S
S1 :Muhlise'yle ne alakası var?
C1 :Yazı yazmak bana göre değil, ben artık şemsiye yapacağım.
S2 :Ne zamana kadar?
C2 :Şimdilik.
S3 :Ama...
C3 :Bu kadar!

3 yorum



[%]
(20 Ağustos 2005)

Bu aralar günlüğüme birşeyler yazmayı gözümde o kadar abarttım ki, burada yazmak yerine elime geçen kağıtlara, telefonuma vs. not alıyorum.

Aşağıdaki yazıyı telefonumun not defterinden buraya aktardım.

5 yıllık üniversite hayatım boyunca, kopyadan hüküm yeme şerefine de eriştim. 7 kişinin girdiği bir sınavda en düşük notu alan ben olmama rağmen, sınavdaki 4 kişinin, benim kağıdımdaki hatalı çözümü kendi kağıtlarına (orijinaline sadık kalarak) geçrimelerinin sebebi bana karşı olan sarsılmaz güvenleri mi acaba :)

Yooo, sanmıyorum. Çaresizlik galiba çoğu şeyden daha önemli.

3 yorum



[:`(]
(13 Ağustos 2005)

Haklılığına, gözlerinin önünde tecavüz edilip, yapılanların zorla izletildiği birisi olduğunu düşünenler var mı? Ya da bütün doğru bildikleri bir anda yıkılacakmış gibi hissedenler? Aklına; herşeyi yanlış anlayarak buralardan göçüp, üzgün ve geç kalınmış durumdaki kişi olmak gibi şeyler gelenler? Gezdiği yerleri Yarasa Adam'ın bile kurtarmaktan vazgeçip görmezden geldiği Gotham Şehri'ne benzetenler.

Peki; yakın olandan bir süreliğine uzaklaşıp, yaptıklarına pişman olmama planı bir insanı ne kadar süreliğine oyalayabilir ki?

"Publish Post" tuşuna basmak neden bu kadar zor?

7 yorum



[kriz]
(08 Ağustos 2005)

Dan Brown'u çok kıskanıyorum. Bu adamı illuminati'lerin 5 köşeli yıldızında çarmıha gerip, kutsal kâse'nin içinde boğsam rahatlayamam.
Böyle kitaplar yazmak şeytan'ın bile aklına gelmez kardeşim, ne yaptın sen?

1 yorum



[Bu Macera Senin]
(06 Ağustos 2005)

Elinde bir tahta parçasıyla bakkala doğru koşup, hayal kırıklıklarıyla geri dönen çocuğu görünce aklıma geldi...

Her yeni yaz dönemi başladığında, bir önceki yazdan kalıp, üzerinde

"Bedava MAX Kazandınız"

yazan hatta bir tane de "MAX kafası" olan MAX çubuklarını bakkala götürürdük ve boynumuz bükük geri dönerdik.

Çünkü bu yeni yaz sezonunda, sadece "MAX kafası" olan çubuklara bedava dondurma verileceğini öğrenirdik.

Ertesi yıl "MAX kafası" olan çubuklarla bakkala gidildiğinde ise, sadece

"BEDAVA"

yazan çubuklar yeni trend olarak gösterilirdi.

Sonraki yıllar, sırasıyla

"MAX The Powerful"

"MAD MAX"

"MAX topTripHop"

MAX J0kgU2lLaWlNIFNBTkEgQmlTRVkgT0xNQVNpTiE=


şeklinde giderek daha şifreli bir halde çubuklarla karşılaşmaya başladık.

Peki ne istiyorlar bu çocuklardan? Hiç düşündünüz mü bu hikaye nereye kadar devam edecek?

4 yorum



[Lacrimas Profundere]
(02 Ağustos 2005)

ek$isözlük'de madeath isimli bir arkadaş Lacrimas Profundere hakkında çok güzel şeyler yazmış, okuyunca hasta oldum...

hiçbirşeyle hiçbirşeyin karışımı olmayan fazlasıyla kendine özgü olan grup.vokal tarzı nedeniyle anathemaya ağır aksak klasik doom metal tarzıyla my dying bride a benzetilseler de fazlasıyla kendilerine özgü bir müzik yaparlar. özellikle memorandum albümündeki bazı şarkılar ciddi anlamda saf acı içermektedir. kimi insanlar bu hissedilenlerin müziğe yansımasını eski mitlerdeki söylenen şarkılarla özdeşleştirebilir. kesinlikle unutulmuş, binlerce yıl öncesinden elflerin, perilerin söylediği şarkıları bir yerden duyup etkilenmişcesine muzik yapar bu adamlar. klasik muzik temalı arka planlar, bir çok insanın ilk duyduğunda oha ustune oha çekebileceği turden berrak vokaller , sağlam gitar tonları ..herşeye sahiptir bu grup.
seni $ukela seni... Biz de sana buradan bir çiçek yolluyor, tekrar tekrar teşekkür ediyoruz...

0 yorum