<body><script type="text/javascript"> function setAttributeOnload(object, attribute, val) { if(window.addEventListener) { window.addEventListener('load', function(){ object[attribute] = val; }, false); } else { window.attachEvent('onload', function(){ object[attribute] = val; }); } } </script> <div id="navbar-iframe-container"></div> <script type="text/javascript" src="https://apis.google.com/js/platform.js"></script> <script type="text/javascript"> gapi.load("gapi.iframes:gapi.iframes.style.bubble", function() { if (gapi.iframes && gapi.iframes.getContext) { gapi.iframes.getContext().openChild({ url: 'https://www.blogger.com/navbar.g?targetBlogID\x3d14095301\x26blogName\x3dokunmas%C4%B1+zor+yaz%C4%B1lar...\x26publishMode\x3dPUBLISH_MODE_BLOGSPOT\x26navbarType\x3dSILVER\x26layoutType\x3dCLASSIC\x26searchRoot\x3dhttps://yokdahaneler.blogspot.com/search\x26blogLocale\x3dtr_TR\x26v\x3d2\x26homepageUrl\x3dhttp://yokdahaneler.blogspot.com/\x26vt\x3d571396105580929253', where: document.getElementById("navbar-iframe-container"), id: "navbar-iframe" }); } }); </script>

okunması zor yazılar...


[Vakit nakittir!]
(30 Temmuz 2005)

Bugün ev arkadaşlarımdan biriyle oturduk (zaten diğer ikisi burada değiller), nasıl zaman öldürelim diye düşünürken bir tane -japon, çin veya kore kökenli- korku filmi izleyelim dedik. Bu filmlerin alayı, gerçekten birbirine benziyor. Uzakdoğu insanlarının birbirine çok benzemesinden dolayı mıdır bilmem ama hep aynı öcüler vardı. Uzun ve düz saçlı kızlarla adam korkutmak, bebeklere Ce-e yapmaktan daha akıllıca değil. Kardeşim, yapmayın yeter...
Hatta filmin sonunda geçen bir diyaloğu da burada vermek istiyorum...

(Başroldeki amcamızın ölü eski sevgilisi başına musallat olur, filmin sonuna doğru amcanın burasına (neresine?!) kadar gelir ve evin içerisinde bağırarak aşağıdaki sözleri söyler...)

Hadi göster kendini!
Neredesin?
Beni sevdiğini sanıyordum!
Çok sevdiğini!
Ölüm bizi ayırıncaya kadar seveceğini!

Herneyse sonra ben ders çalışmaya gittim, ..., olmadı, 10 dk. sonra vazgeçip arkadaşla mısır patlatmaya karar verdik. Mısır patlatmak genellikle AFM dönüşlerinde aklıma gelen bir fikir olsa da, ders çalışmamak için bahane ararken aklıma gelmemesi garip olurdu. Evde sıvı yağ kalmadığı için yağsız patlattık, onlar da patlamadı zaten. Bu macera da böyle sonuçlandı.

Daha sonra oturdum Lost'un 20. bölümünün altyazılarını Word'e atıp tek tek imlâ kontrolü yaptım, 20 dakikada böyle geçti.

Şimdi de HDD'de yer kalmadığı için sabahın 06:05'inde (8x hızında) CD yazıyorum. Hatta makinaya yük olmasın diye browser penceresi bile açmadım notepad de yazıyorum az sonra bloguma kopyalayacağım. Ayrıca CD yazarken günlük yazmak gerçekten zevkli oluyormuş, bayağı bir vakit geçiriyoruz kendisiyle...

Bir girdimientrymi daha bitirken, ortaöğretim matematik kitaplarında bile çokça yapılan bir yanlışa parmak basmak istiyorum...

A, B, C boş olmayan kümeler ve "X" kartezyen çarpım olmak üzere;
( A X B) X C A X B X C

Bu ikisi kesinlikle birbirine eşit değildir, aksini söyleyenlerin matematik hocalarını buradan öpüyorum...

2 tane yorum yapılmış

Saat 31 Temmuz, 2005 13:05 sularında, Blogger :..: şunları söyledi...

Korku filmi dediğin sektör de bir yerde bitmiş bence. Onun yeniden uyarlanması bunun 2.si şunun şusu bunun busu olmuş. Ya da biz büyüdük bilmiyorum:) O velet çaki miydi neydi onu ilk izlediğimde günlerce aklımdan çıkmamıştı:) Hatta odamdaki bebekten bile şüphelenmiştim:) Sanırım büyümekle ilgili..

 
Saat 31 Temmuz, 2005 13:32 sularında, Blogger Helplessness şunları söyledi...

Galiba haklısın, Karanlık Sular filminin uzakdoğu versiyonunu izlemiştim, bir arkadaş bir yorum duymuş, "manyak olm bu film" falan diye verdi bana. Ben de "ulan dur bir korkayım" modunda gece tek başıma izliyorum filmi. Filmin sonunda geldim artık, filmde hiçbir ekşın yok, hatta koşan adam bile yok. Filmden hâlâ korkmadığım için iyice korkmaya başladım, dedim heralde filmin sonuna birşeyler saklıyolar. Monitörden falan da iyice uzaklaştım. Sonuç:bir sahne hariç radyodan izlenebilecek özellikte bir film yapmışlar. Ben de kendi kendimi yedim durdum.

--

Sen onu bunu boşver de, Freddy Krueger'ın üstüne tanımam, adam sayesinde battaniye altında film izlemeyi öğrendim. Bir de Bruce Willis gibi bir tebessümü yok mu.

Hâlâ kulaklarımda
1, 2, Freddy geri geldi,
3, 4, kapını iyi ört,
nine, ten never sleep again

sesleri var... (Bu kadar kalmış naapalım?)

 

Yorum ekle | << Anasayfa